Yurt Dışında Profesyonel Çözümler

Makedonya, Balkanlar’ın en otantik ve tarih kokan ülkelerinden biridir. Binlerce yıllık geçmişiyle hem tarih hem doğa hem de gastronomi tutkunları için adeta saklı bir cennettir. Ülkeyi ziyaret etmek isteyenler için en ideal dönem genellikle Haziran – Ekim ayları arası olarak kabul edilir. Bu dönemde hava sıcaklıkları dengeli, yağış oranı düşük ve şehirlerin sokakları keşif için son derece uygundur.
İlkbahar ve sonbahar ayları ise daha sakin bir seyahat isteyen turistler için mükemmel bir alternatif sunar. Özellikle Eylül ve Ekim aylarında hem Ohrid hem de Üsküp daha az kalabalıktır, konaklama fiyatları düşer ve hava hala gezilecek kadar ılımandır.
Kış aylarında ise Makedonya soğuk olabilir fakat Üsküp ve Mavrovo gibi bölgelerde kayak turizmi oldukça gelişmiştir. Bu nedenle Makedonya yılın her döneminde ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunar.
Üsküp’ü ortadan ikiye bölen Vardar Nehri, şehirde birçok köprünün yapılmasına neden olmuş ve Üsküp’e “köprüler şehri” olarak ün kazandırmıştır. Bu köprülerin en tarihi ve en ünlü olanı ise hiç şüphesiz Taş Köprü’dür.
Osmanlı döneminde inşa edilen, yaklaşık 500 yıllık bir tarihe sahip olan Taş Köprü, hem Üsküp’ün bir sembolü hem de şehrin en çok ziyaret edilen noktalarından biridir. Gündüzleri yoğun bir şehir trafiğine ev sahipliği yapan köprü, akşam saatlerinde eşsiz bir manzaraya bürünür. Vardar Nehri’nin ışıklarla birleşen görüntüsü fotoğraf çekmeyi sevenler için mükemmel kareler sunar.
Ayrıca köprünün iki yakasını birbirine bağlayan bölge, Üsküp’ün tarihi çarşısı ile modern merkezinin birleştiği noktadır. Bu nedenle Taş Köprü sadece bir geçiş yolu değil, aynı zamanda tarihin ve modern yaşamın buluşma noktasıdır.
Üsküp’ün en büyük ve en kalabalık meydanı olan Makedonya Meydanı, şehrin modern yüzünü görmek isteyenler için en ideal duraklardan biridir. Vardar Nehri kıyısında yer alan bu meydan, günün her saati canlıdır ve turistlerin buluşma noktası olarak bilinir.
Meydan çevresinde:
Meydanın tam ortasında yer alan Büyük İskender Heykeli ise Üsküp’ün sembollerinden biridir. 2011 yılında dikilen bu devasa heykel hem turistler hem de şehir halkı tarafından yoğun ilgi görmektedir.
Makedonya Meydanı, geceleri ışıklandırmalarıyla daha da etkileyici bir atmosfere kavuşur. Bu nedenle özellikle yaz akşamlarında meydan son derece hareketli ve eğlencelidir.
Üsküp denildiğinde akla gelen ilk tarihi yapılardan biri olan Üsküp Kalesi, şehrin en yüksek noktalarından birinde yer alır ve Üsküp'ün panoramik manzarasını izlemek için mükemmel bir konumdadır.
Kalenin ilk temelleri 6. yüzyılda Romalılar tarafından atılmıştır. Ardından Bizans, Osmanlı ve birçok farklı medeniyet tarafından güçlendirilmiş, şehrin askeri savunma merkezi hâline gelmiştir. İçerisinde 10. yüzyıldan kalma tarihi eserler de sergilenmektedir.
Günümüzde kale, ziyaretçilerine:
Hem gündüz hem de gün batımı saatlerinde gezilmesi tavsiye edilen Üsküp Kalesi, Üsküp seyahatinin olmazsa olmaz duraklarından biridir. Özellikle gün batımında şehrin ışıkları ve Vardar Nehri’nin süzülen görüntüsü ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatır.
DM Group MK olarak, tüm süreçlerinizde yanınızdayız. Profesyonel ekibimizle tanışın.